OS_SiteLogo
0%
Loading ...
  • Ağustos 25, 2016

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bünyesinde taşeron olarak istihdam edilen kimi 10 yılı aşkın süredir, kimi ise 2 yıldır çalışan yirmi sanatçı arkadaşımızın işine 1 Ağustos günü açılan tek bir telefonla ve ‘Performans Düşüklüğü’ bahane gösterilerek son verilmiştir. Yaptığımız kontrollerde arkadaşlarımızın SGK çıkışlarının 31 Temmuz 2016 tarihinde ve “22” kodlu “Diğer” gerekçesi ile yapıldığı görülmüştür.

1 Ağustos gününden bu yana; İBBŞT’nin gerek sanatsal gerek idari tüm amirleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiş, ancak işten çıkartılan arkadaşlarımızın nasıl ve ne şekilde belirlendiği hiçbir biçimde anlaşılamadığı gibi, konuyu en derinlemesine bilmesi gereken kimselerin bile listenin hazırlanmasında dahli olmadığı üzülerek görülmüştür.

İBBŞT yalnızca bir Belediye Müdürlüğü değildir. İBBŞT Darülbedayi’dir. 102 yıllık güzellikler evidir. Bu ülkenin ve dünyanın en eski ve köklü tiyatrolarından biridir. Bizler böylesi bir kurumda sanatçıların ihale ile taşeron şirketler üzerinden alınıp satılmasının utancı ile baş etmeye çalışırken, bu hukuksuz çalışma düzeni ve mevcut OHAL’e sırtını yaslamış, kim olduğunu kurumun kendisinin dahi bilmediği kişi ya da kişilerce hazırlanan, amacı ve niyeti belirsiz bir liste ile yirmi oyuncunun ekmeği ile oynanmasını kabul etmiyoruz!

Performansı düşük diye işten çıkartılan bu arkadaşlarımız İBBŞT’nin şu anda mevcut oyunlarından tam yirmi tanesini, üstelik başrol seviyesinde taşıyan, sadece geçtiğimiz sene bile onlarca prestijli tiyatro ödülüne layık görülen kimselerdir. Bu yirmi arkadaşımızın işten atılmış olması, kendi hayatları ve kariyerlerini durma noktasına getirdiği gibi koskoca Darulbedayi kurumunu da perde açamaz hale getirmiştir.

Durumun iş hukuku, sendikacılık, çalışma hakkı, insan hakları ve genel kültür sanat hayatımıza olumsuz yansımaları bir yana, Muhsin Ertuğrul gibi bir ismin makamının bu denli yok sayılmasını anlamamız mümkün değildir! Kaldı ki bu çıkartmaların tam da OHAL zamanına denk gelmesi, arkadaşlarımızın İBB İnsan Kaynakları’ndan gelen bir listede ismi olduğu için işten çıkartıldığına dair aldığımız şifahi bilgiler, bu işi iyice karanlık ve derhal aydınlatılmaya muhtaç bir hale getirmiştir.

On binlerce kişinin açığa alındığı ya da tutuklandığı böylesi bir dönemde böylesi hain bir yapılanmayla hiçbir ilgisi olmadığını çok iyi bildiğimiz isimlerin, OHAL listeleri ile işten atılması, devleti bir kanser gibi sardığı aşikar bu oluşumla gerçekten bağlantılı kimselerin ayıklanması sürecini lekelemekte, kamuoyunun bu mücadeleye verdiği desteği ve duyduğu güveni zedelemektedir.Tam yirmi arkadaşımızın bir günde işten atılmasına yol açan bu şaibeli listeyi hazırlayan kişilerin amaçlarının tam da bu olduğuna dair inancımız ise, tam da bu sebeplerle, gün geçtikçe artmaktadır.

Bizler, yirmi arkadaşımız ile birlikte, işe iade davalarımızı yarın açacağız. Mahkemeler daha önce olduğu gibi yine bu arkadaşlarımızın işe iadesine karar verecekler, üstelik arkadaşlarımızın taşeron değil asli çalışan olduklarını ve iş girişlerinin doğrudan İBB tarafından yapılması gerektiğini, İBB’nin bugüne dek usulsüz işçi çalıştırdığı gerçeğini de alenen tespit edecekler.

Çünkü biz haklıyız!

Ancak bu davalar kaç sene sürecek, işsizlik maaşı dahi alamayacak bu arkadaşlarımız bu süreçte ne yapacaklar, kiralarını ne ile ödeyecekler gibi soruların muhatabı olacak bir yetkili bulamamanın da sıkıntısı içerisindeyiz.

Bu nedenle ilgili makamlardan istirham ediyoruz;

Bu hatadan dönün! Kurumlarında aşkla çalışmaktan başka hiçbir kabahati olmayan, demokratik düzene yürekten bağlı, bu yirmi arkadaşımızı işe geri alın.

Son olarak ilgili makamlara alenen ihbar ediyoruz;

OHAL kapsamında sakıncalı bulunacak birileri varsa, İBBŞT gibi kamuoyunun gözü önünde olan bir kurumda, böylesi bir süreçte mesnetsiz bir liste ile yirmi sözleşmeli meslektaşımızın işten atılmasına neden olan kişi ya da kişilerdir!

Bu kişi ya da kişiler, böylesi bir süreçte atılmalarına tek neden bulamadığımız sanatçı arkadaşlarımızı kullanarak, bu hain örgütlenmeye karşı yürütüldüğüne inandığımız etkin mücadelenin, sanat camiası ve kamuoyu nezdinde “cadı avı”, “fırsatçılık” gibi yorumlanmasına sebep olanlardır. Bu kişi ya da kişileri ortaya çıkartın ve kamu ile paylaşın!

Böylesi bir yapılanmayla en ufak bir ilişkileri olmadığı aşikar kadrolu oyuncuların açığa alınması sürecinin takipçisi olduğumuz gibi, taşeron sistemiyle çalıştırılan ve bu sistemin yarattığı mağduriyetin somut örneği olan oyuncu arkadaşlarımızın da haklı davalarının arkasındayız.

Devlette liyakat anlayışının yerleşeceğine dair inancımız ile kamuoyuna saygı ile duyurulur.

OYUNCULAR SENDİKASI

Leave A Comment

Fields (*) Mark are Required