Set
Sinema-TV ve reklam sektöründe çalışan oyuncular oldukça köklü ve kemikleşmiş sorunlara sahip. Bu sorunlar ise sadece oyuncuları değil maalesef tüm sektör emekçilerini kapsıyor. Bu alandaki başat sorunumuz ise tüm sektör çalışanlarının yanlış sosyal güvenlik uygulamalarına maruz bırakılması! Başlı başına sadece bu sorunu ele aldığımızda, diğer sorunların neden çözülemediği çok açık bir şekilde görünüyor. Büyük bir sanayi haline gelen ve dünyanın her bir köşesinde yayınlanan diziler ile ihracatta dünya ikincisi olduğumuzla övünülen bu sektörde, çalışanların tüm işçi hakları ellerinden alındı.
Peki bu nasıl oluyor?
İşçisi olmayan büyük bir sektörde, işçi haklarını kazanmak için 10 yıldır mücadele veren bir sendikayız! Bu durum, Türkiye’deki ve dünyadaki sendikalardan 5-0 geride olduğumuzu gösteriyor. Çünkü işverenler, sektör çalışanlarının yaklaşık %90’ına zorla serbest meslek makbuzu (4B-BağKur) açtırıyor. Serbest Meslek Makbuzu açmayan oyuncularla ise çalışmıyorlar. Oyuncular, 4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre 4A (Eski SGK- İşçi) statüsünde sigortalanması gereken işçilerdir. Çünkü bir işverenin emir ve talimatı altında çalışırlar. Fakat işverenler, mali kaygılar ve sosyal haklar konusunda oyuncuların sorumluluğunu almak istemedikleri için zorla serbest meslek makbuzu (4B) açtırmaya devam ediyor. Böylece alanda çalışan tüm işçiler, sistemde kendi nam ve hesabına çalışan bir tüccar gibi görünüyor. Yani çalışma ilişkisi başladığı anda, tüm oyuncuların işçi hakları ellerinden alınıyor. Böyle bir durumda da zincirleme sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Bunlar;
- Uzun çalışma saatleri ( Günde ortalama 15-16 saat)
- Çalışma koşullarının insanlık dışı olması
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği önlemlerinin alınmaması
- Ücretlerin asla zamanında ödenmemesi
- Tek taraflı sözleşmelerin imzalanması
- Davaların İş Mahkemesi’nde görülememesi
Ve sıralayabileceğimiz daha pek çok sorun… Tüm bu koşullar altında çocuk oyuncuların da çalıştırıldığını düşünürsek, oldukça vahim bir tablo ile karşı karşıyayız!
Tüm bu sorunların çözümü için iş yerlerimiz olan setlerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yeterli donanıma sahip olması için çalışıyor ve projeler üretmeye çalışıyoruz. Oyuncuların, sosyal güvence kapsamında ve iş sözleşmeleri ile güvence altına alınmış çalışma haklarına kavuşması için yapımcılar ve yasa koyucular ile mesleğimize yakışır standartları oluşturmak için bir araya geliyoruz. Bir yandan hukuki ve idari süreçler için politikalar üretip mücadele ederken, diğer yandan sosyal diyalog kapsamında lobi çalışmaları ile süreçleri hızlandırmaya çalışıyoruz. 2015 yılında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yürüttüğümüz temaslar esnasında setlerin karmaşık, değişken yapısı ile buna eşlik eden tehlike ve risklerle ilgili tüm verileri ortaya koyduk. Bunun sonucunda sinema, dizi ve reklam setleri Tehlike Sınıfı Yönetmeliği’ne göre “az tehlikeli” den “tehlikeli” sınıfına yükseltildi. Yine sektördeki çalışma yürüten üç sendikanın ortak ürünü olarak “Setlerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” rehberini hazırladık, kanun koyucular, müfettişler, yapımcılar, akademisyenler, basın mensupları vb. ile paylaştık.
Setlerde oyuncuların sosyal statüsü, çalışma koşulları ve sürelerini de kapsayan, işveren-işçi ilişkisini her yönü ile düzenleyen tip sözleşmeler hazırladık, ilgili bakanlıkların hakemliğinde işverenlerimiz olan yapımcılar ile bir sosyal diyalog masasının kurulup taslağın müzakere edilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz.