Herkes Gibi Hiper-Enflasyon Altında Ezilen Ama Herkesten Farklı Algılara Kurban Edilen Performans Sanatçıları; OYUNCULAR!
Oyuncular Sendikası olarak oyuncu, seslendirme oyuncusu, opera şarkıcısı, dansçı vb. performans sanatçılarının ekonomik ve sosyal haklarını kazanmak, korumak ve güçlendirmek için çıktığımız bu yolda tüm işverenlerimize çağrıda bulunuyor ve aynı zamanda, meslektaşlarımızın aldığı ücretlere ilişkin de kamuoyunda yaratılan yanlış algıya yönelik önemli bir açıklama yapmak istiyoruz.
Kamuoyunda bilinçli yaratılan yanlış algılar sektör gerçekleri ile uyuşmamaktadır!
Kamuoyunda oyuncuların oldukça yüksek ücretler aldığına dair yıllardır bilinçli biçimde yaratılan yanlış algı ekonomik ve sosyal haklarımızı almak için verdiğimiz mücadeleye büyük zarar vermektedir. Elbette her sektörün yüksek ücret kazanan çalışanları vardır. Ancak performans sanatçılarına baktığımızda; tüm performans sanatçıları içerisinde sayıları yüzde beşe ancak varacak bir kesimin kazandığı ücretleri sanki tüm meslektaşlarımız kazanıyormuş gibi yaratılan algı asla doğru değildir. Oyuncuların kazançları denilince sadece televizyon dizilerinde başrol oynayan bazı meslektaşlarımızın sonuna kadar hak ederek kazandıkları ücretler düşünülmekte ve sanki ülkedeki tüm performans sanatçıları böyle bir yaşam sürüyor gibi aktarılmaktadır.
Söylenmeyen gerçekler…
Buna karşılık; örneğin, tiyatro oyuncularının, dansçıların, sahne sanatçılarının aldığı düşük yevmiyeler, sigortasız ya da yanlış sigortalama usulüyle, işverenin ödemesi gereken vergi ve primleri kendileri ödemek zorunda bırakılarak çalıştırılması, prova süreçlerinde para ödenmemesi vb. gerçeklerden söz edilmez.
Aynı şekilde, seslendirme oyuncularının, son yıllarda sendikamız çatısındaki örgütlü mücadeleleri sayesinde yaşanan neredeyse devrim niteliğindeki değişikliklere rağmen, halen dünya standardının çok altında ücretlerle çalıştırıldıklarından bahsedilmez.
Televizyon dizilerinde yer alan oyuncuların çok çok büyük çoğunluğunun aldığı ücretlerin yine dünya standardının altında olduğundan, çoğu zaman birkaç bölüm ya da bir sezon oynayabildikleri diziden kazançlarıyla 2-3 yıl idare etmek zorunda kaldıklarından, ödemelerini işlerini yaptıktan neredeyse 6 ay sonra aldıklarından, hatta bazen yıllarca ödenmeyen alacaklarının peşinde koştuklarından, hakları olan alacaklarını talep etmek için işverene karşı hukuki süreç başlattıklarında sektör içerisinde “kara listeye” alınacakları korkusundan hiç bahsedilmez.
Bir gün işi bitip setten çıktığında evine giderken “senaryo gereği artık kendisinin rolü kalmadığı için” işten çıkarılmış olduğunu telefonda öğrenen ve hiçbir tazminat hakkı olmayan oyuncuların durumu bilerek kamuoyuna anlatılmaz.
Tüm bunlarla beraber, oyuncuların dizi sektöründe aldıkları “nispeten yüksek” ücretlerin sadece dizide oynamalarının karşılığı olmadığı, bunun yanında o dizideki icraları üzerindeki tüm fikri mülkiyet haklarını (telif) da sonsuza kadar yapımcıya devrettiklerini ve uzun yıllar tekrar tekrar gösterilen bu dizilerden hiçbir ek kazanç kazanamadıkları gerçeği dile getirilmez.
Can Yakıcı Sorunlar
Bu sektörün gerçekleri, magazin gündeminde yer alan ve pek çoğu teyit edilmemiş içeriklerden çok daha sert ve can yakıcıdır. Dışarıdan bakıldığında oldukça parlak gösterilen kültür-sanat ve eğlence sektörü algısı, yanıltıcı magazin haberlerinin artması, sektördeki kanunsuz uygulamaların, hak gasplarının, iş güvenliği yetersizliklerinin ana akım medyanın gündeminde asla yer bulmaması sonucu mağduriyetlerin ve haksızlıkların görünmez olduğu, neredeyse oyuncuların ücret artışı istedikleri için suçlu ilan edilecekleri saçma bir boyuta ulaşmıştır. O parlak dünya algısıyla gözler öylesine boyanıyor ki performans sanatçılarının ekonomik ve sosyal sorunları asla görünmüyor, gösterilmiyor!
2011 yılında sendikamız kurulduğunda sektörümüzdeki kayıt dışı çalışma en yüksek seviyedeydi. Bu sektörün emekçileri uzun yıllar boyunca hiçbir güvenceleri olmadan çalıştırıldı. Filmlerini hayranlıkla izlediğimiz meslektaşlarımız, emekli dahi olamadan bu hayattan göçtüler. Günümüzde ise Türkiye ekonomisine çok büyük bir katkıyı sağlayan bu sektör, emekçilerini hala yanlış sosyal güvenlik uygulamalarına maruz bırakıyor.
Tüm ülkenin gözü önünde kanuna aykırı şekilde çalıştırılarak, işçilikten doğan hiçbir hakkımızın verilmediği bu sektörde meslektaşlarımız büyük bir yaşam mücadelesi veriyor. Her şey zamlandı, enflasyon hızla arttı ve artıyor. Ancak oyuncu ücretlerine baktığımızda bir artış göremiyoruz. Ücretlerin zamanında yatmaması, geriden ödeme yapılması ve pek çok iş yerinde meslektaşlarımızın ücretlerini alabilmeleri için verdikleri mücadele ise artık gelenekselmiş bir durum olarak görülüyor!
Oyuncular da “işçidir” ve tüm işçiler gibi temel hakları için haklı talepleri vardır!
Oyuncuların nasıl ve hangi koşullarda çalıştırıldıkları kamuoyu tarafından yeterince bilinmiyor. Sosyal güvencesi olmayan, işsizlik maaşından yararlanamayan, ücretini bile zamanında veya hiç alamayan, ağır çalışma koşullarına maruz kalan oyuncular bir de kamuoyunda yaratılan yanlış “zenginlik” algısı ile mücadele ediyor. Her hak arayışımız “siz de çok para kazanıyorsunuz!” denerek bastırılıyor ve maalesef oyuncuları beğenerek izleyen diğer emekçiler de aslında oyuncuların da kendileriyle benzer sorunları yaşadığını göremeden bu algıya kapılarak düşünüyor.
Binlerce çalışanın, tüm ülkenin gözü önünde üst düzey kanuna aykırılık ile çalıştırıldığı sektörümüzde, hak arayışımız dahi kamuoyunda yaratılan yanlış algılar sebebiyle savuşturulmaktadır. Buradan ilgili devlet kurumlarına, işverenlerimize ve kamuoyuna sesleniyoruz…
Gerçekleri olduğu gibi masaya yatırarak, binlerce çalışanın yaşadığı mağduriyetin üstünü örtmeden, bir insanın insani koşullarda yaşayabilmesi için gerekli olan iyileştirmelerin ivedilikle ele alınması için, çalışanların ihtiyaçlarına ve taleplerine kulak verin.
Ülkemizde yaşanan ekonomik krizin gün geçtikçe derinleştiği, enflasyonun hızla arttığı, her gün alım gücünün düştüğü ve hatta büyük bir barınma sorununun yaşandığı günümüzde; asgari ücret 2022 yılında çok uzun yıllar sonra ilk kez yıl içerisinde iki defa güncellenmiş olmasına rağmen, meslektaşlarımızın ücretlerindeki iyileştirmeler/güncellemeler yetersiz kalmış ve hatta pek çok alanda herhangi bir iyileştirme dahi yapılmamıştır.
Uzun ve düzensiz çalışma saatleri, yoğun provalar, yanlış sosyal güvenlik uygulamaları, ağır çalışma koşulları düşünüldüğünde ve bu durum içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarla kıyaslandığında meslektaşlarımızın çok büyük bir çoğunluğunun yıllık ortalama kazancının 4 kişilik bir ailenin fakirlik sınırının ve hatta maalesef çoğu zaman – işsiz ve tamamen gelirsiz geçirilen dönemler de hesaba katıldığında – açlık sınırının ve asgari ücretin altında kaldığı görülecektir.
Tüm işverenlere çağrımızdır!
Bu sebeple, 2023 yılında; ocak ayından geçerli olacak asgari ücret zam oranı ve 2022 yılı içerisindeki gerçekçi enflasyon oranı göz önünde bulundurularak, meslektaşlarımızın bugünkü ücretleri üzerinden gerekli ücret artışlarının yapılmasını tüm işverenlerden talep ediyoruz.
Sendika olarak bu artışların; çalışma alanlarımıza göre değişkenlik gösterebilmekle beraber;
– seslendirme alanında sendikamızın seslendirme oyuncuları arasında yaptığı referandumda belirlenen oranda (mecrasına göre %80 ile %150 arasında değişen oranlarda),
– canlı performans sanatları (tiyatro, dans vb.) alanında – bu alandaki yapısal sorunları ve özellikle pandemi sonrası yaşanan özel sıkıntıları bilmekle beraber – mümkün olan koşullarda en az yüzde 100 oranında
– ve görsel-işitsel sanatlar (dizi, sinema vb.) alanında da en düşük kaşe ile çalışan oyuncuların ücretlerinde en az yüzde 100 oranında olacak şekilde yapılmasını bir gereklilik olarak görüyoruz.
Aksi takdirde bu ülkenin setlerinde, sahnelerinde, stüdyolarında çalışan performans sanatçılarının çok büyük çoğunluğu enflasyon altında ezilmiş bir şekilde mesleklerini ve hayatlarını sürdürememe tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır. Bu ülkenin tüm çalışanları için geçerli olan bu gerçek durum OYUNCULAR için de GEÇERLİDİR.